Amerika’ya gelen Türk vatandaşlarına iş imkanı sağlayarak onların tüm ihtiyaçlarını karşılayan Hamit Demirkan Türklere verdiği destek nedeniyle Amerika’da yaşayan Türkler tarafından Dayı unvanını aldı. Amerika’daki Türklerin Hamit Dayısı onlarca derneğin başkanlığını yaptı. Newyork’taki ilk Türk yürüyüşünü düzenleyen Hamit dayı Amerika hikayesini Muhammed Taşçılar’a anlattı.
İstanbul’da 1950 yılında Devlet Deniz Yollarına Kamarot olarak giren Rizeli Hamit Demirkan geminin görevlendirme üzerine Amerika’ya gelmesiyle hayatı değişti. Daha önce başka bir gemiyle Amerika’ya gelip gemiden kaçan Çayelili bir vatandaşın Hamit Dayı’nın aklına girmesi gemiden kaçmasına neden oldu. 1950 yılından bu yana Amerika’da yaşayan Hamit Dayı Amerika’ya gelen tüm Türkiye vatandaşlarına yardım etmeyi kendisine prensip etti.
MADEN YÜKLÜ GEMİYLE AMERİKA’YA GELDİ
1950’li yıllarda İskenderun’dan maden yükleyen geminin Amerika’ya geldiğini anlatan Hami Demirkan; “ Gemi İstanbul’dan İskenderun’a geldi. İskenderun’da maden yükleyen gemi İskenderun’dan Amerika’ya 20 günde geldi. Burada bir Çayelili yanıma geldi ne kadar para aldığımı sordu. Kendisi de 2 sene önce gelen bir gemiden kaçmış Amerika’da kalmış. Bende stajer olduğumu söyledim para almıyorum dedim. Oda gel ben sana burada iş ayarlarım dedi ve yanında iş ayarladı. O günden bu yana Amerika’dayım” şeklinde konuştu.
“BULAŞIKÇI OLARAK ÇALIŞTIM”
Çayelili vatandaşın ikna etmesiyle gemiden kaçtığını anlatan Demirkan; “ Gemiden kaçtım Çayelili bana restoranda bulaşıkçı olarak iş buldu. Günde 10 saat çalışıyordum bulaşık yıkamaktan hep ellerim şişiyordu 35 dolar haftalık veriyorlardı” ifadelerini kullandı.
“8 AY SONRA YAKALANDIK”
Bulaşıkçı olarak çalışırken Rize Çayelili bir hemşerisiyle birlikte kaldığını anlatan Hamit Dayı; “ 8 ay çalıştık 8 ay sonra yakalandık. Onu patron hapisten çıkardı 500 dolar kefaret yatırdı. Beni de o çıkardı hapisten. Bir tane Ermeni avukat buldum. Türkçe biliyordu. Sürekli avukatım gelmedi diyerek davayı 1,5 yıl erteletti. 1,5 yıl sonra mahkeme ABD’den çıkarılmam için karar verdi. Sonra yine bir gemide iş buldum. Gemi Venezüella’ya gitti oradan gaz yükleyip buraya geleceğine Avrupa’ya gitti. O gemide 8-9 ay çalıştım sonra gemi Teksas’a geldi. İkinci kez gemiden kaçtım. Biraz İngilizce biliyordum bir gece kulübünde iş aldım. Fakat günde belli bir saat çalışıp eve geliyordum. Sıkıldım orada Türk yok kimse yok. Sonra gene New York’a geldim birine dedim ben çalıştığım yeri sevmiyorum bana iş bulur musun dedim. Bir Türk inşaat firması vardı orada bana iş buldu orada çalışmaya başladım.” diye konuştu.
“AMERİKA’YA GELEN TÜM KAÇAKLAR YANIMA GELİYORDU”
Pencerecide çalışıyorken ustası öldükten sonra müşteriler kendisini tanıdığı için işlerinin yaver gittiğini dile getiren Hamit Dayı iş yeri sahibi oldu. Sektörde isim yapan Hamit Dayı kadrosunu da Türklerden kurdu.
Türkiye’den gelen herkese yardım eli uzattığını anlatan Hamit Demirkan; “Tüm gelenlere yardım ederdim. Türkiye’ye den buraya gelmek isteyenlerin hepsini buraya getirdim. Hatta köyümden buraya kim gelmek istediyse getirdim en son yeğenim Amerika’ya gelmek için Ankara konsolosluğuna geliyor. Orada sorun çıkarıyorlar. Benim davetim üzerine gelenlerin sayısı 50’nin üzerinde oluşu konsolosluğun yeğenime davetime vize verilmedi. Daha sonra İstanbul’a konsolosluğa giden yeğenim vizeyi benim ismimi söyleyerek oradan aldı." diyerek kendini artık Türkiye'deki konsoloslarında tanıdığını aktardı.
“URFA GÜLÜYLE EVLENDİM”
Amerika’da kalma izni almak için Yahudi bir Amerikalı kadınla evlenen Hamit Dayının bir kızı bir oğlu oldu. Daha sonra Amerikalı eşinden ayrılan Hamit Dayı Urfalı Aysel Karakuş ile evlendi.
1955 yılında bir Yahudi kızıyla tanıştığını anlatan Hamit Dayı; “ 1955 yılında Amerikalı bir Yahudi kızıyla tanıştım. Onla evlenecektim yaşım 21 olması lazımdı. 21 yaşında olmasan annen baban imzası gerekiyormuş. 1 sene bekledikten sonra o kızla evlendim. Amerika’da kalma kağıdını aldım. 25 sene onunla evli kaldım 1 kızım, 1 oğlum oldu. Daha sonra Urfa gülüyle evlendim.” diyerek Urfalı Aysel Karakuş ile evlenmesinin hikayesini anlattı.
“TÜRK GÜNÜ YÜRÜYÜŞÜNÜ BİZ BAŞLATTIK”
Amerika’da senelik düzenli olarak yapılan Türk günü yürüyüşlerini Hamit Demirkan arkadaşlarıyla beraber başlattı. Ermenilerin Türk diplomatlarını öldürmesinden sonra böyle bir şey yapma ihtiyacı duyan Hamit dayı ilk yürüyüşü yaklaşık 100 kişiyle başlatmış ve bu yürüyüş her sene devam etmesi için önayak oldu.
Türk yürüyüşünü biz başlattık diyen Hamit Dayı neden başlattıklarını da anlatarak; “ Ermeniler Türk diplomatlarını öldürüyorlardı. Diplomatları vurdukları için bizde bir yürüyüş yapalım dedik. Ermenilerin vurduğu diplomatların resimlerini getirttik. Yürüyüşe ilk olarak 100 kişiyle başladık. Ondan sonra yavaş yavaş arttı insanlar. Şimdi binlerce Türk her Mayıs ayında Newyork'un en kalabalık caddesinde yürüyüş yapıyoruz. Artık Amerikalılar Türkleri tanıyor.” ifadelerine yer verdi.
“İLK CAMİYİ BİZ YAPTIK”
Türklerin Amerika’daki ilk Camisini açmak için kolları sıvayan Hamit Dayı ve kardeşi girişimleri sonrasında bir binayı komple satın alarak Caminin temellerini attı.
İlk Türk Camisi temellerini attıklarını anlatan Demirkan; “İlk Cami binasını 44 bin dolara aldık. Burada ilk cami olduğu için insanlar koştular. Arabistan’dan para istedik dediler veririz. Bina ilk başta sinemaydı daha sonra okula çevirdiler. Mahalleye Zenciler yerleşince okula sürekli zarar vermeye başladılar. Norveçlilerin okuluyodu. Artık zencilerden bıkan okulun sahibi burayı satlığa çıkardı. Bizde pazarlık ederek satı aldık. Binayı aldıktan sonra yangın çıktı. Bina yandı her yeri yıkıldı. Bizde 44 bin dolar sayarak satın aldık. Türklerin ilk camisinin hikayesi böyle." diyerek sözlerini sürdürdü..
“AMERİKALILAR TÜRKLERİ SEVİYORDU”
Amerikalıların Türkleri sevdiğini anlatan Hamit Dayı; “ Kore’de Türkler Amerikalılarla beraber harp ettikleri için Amerikalılar Türkleri seviyordu. Hatta benim kardeşim ehliyet sınavına giriyordu geçemiyordu. Sınavda bir gün hocası bakmış İngilizce konuşamıyor. Türk olduğunu öğrenince hoca sınavdan geçirmiş. Geçirdikten sonra 'Türkler benim Kore'de hayatımı kurtardı, ben Türkleri çok seviyorum.' demiş.” sözleri dikkat çekti.